21 Ağustos 2017 Pazartesi

Eşcinsellik hemcinsine aşık olmaktır DA!


Buluşmalarımız gayri resmi olarak devam ediyor. Çünkük biz kimliğimizden LGBTİ+ tabirini çıkardık. Çünkü bizim için hemcinsinden hoşlanmak eşcinsellik, başka da bir şey değil. Hayata yansıttığımız, varolmamız ve kabul edilmemiz için yansıtmamızın şart olduğu doğanın bir gerçeği olan eşcinsel yapımızı oraya buraya saptırmadan ve de heteroseksizmden soyut tutarak teyidlemeye çalışıyoruz hafta sonu paylaşımlarımızla. İnternet çağında internet üzerinde yerelden (Denizli'den) ulusala eşcinsel ruhu olabileceğinin en iyisi şeklinde diri tutmaya çalışıyoruz zaten. Hafta sonu buluşmalarımız bi' hüplük çayı oluyor sadece mücadelemizin. Yaz sezonu olduğu için tenha geçiyor buluşmalarımız ama Sobahar'da sohbetleri koyulaştıracak kalabalık için motivasyona ulaşacağımıza inanıyorum.

Bu hafta spontane şekilde ilk aşklarımızı anlattık. Aslında ilk aşk demek de doğru sayılmaz bu ilk duygu kıpırdaşmalarına. Ergenliğe geçiyorsun, fiziksel devinimin başlıyor ve duygularını akıtabileceğin en uygun ve en yakın kişiyi o boşluğa yerleştiriyorsun.. Hayata, yaşam enerjine itici güç oluyor bu heyecan. Mesela ben içine kapanık bir insan olduğum ve okulu hiç sevmediğim için için lisedeyken sırf hoşuma giden çocuk için heyecanla kalkıyordum sabah erkenden. Bu ilk aşkvari adımlar aslında eşcinselliğimizin ne kadar doğal ve kabul edilebilir olduğunun da bir gerçeği. O yaşta duygularımıza kimse yön vermiyor ki. Duygularımız kendi cinsimize içimizden geldiği şekilde hareketleniyor işte. Hiç karşı cins yok mu, hiç karşı cins aşklar yok mu önümüzde..? Umrumuzda bile olmuyor ki, heyecan vermiyor ki karşı cins. O, yani karşı cins odun gibi bir şey oluyor duygusal anlamda. Eşcinselliğe bahane arayanlara sadece cahil demek geliyor içimden. Benim duygularımı siz nereden bileceksiniz ayol? Benim duygularımın kime yöneleceğinin bir gerekçesi olamaz ki. Seviyorsun, hoşlanıyorsun; işte öyle bir şey! Bu sevmeler ayrıca eşcinselliğin salt cinsellik olmadığının da göstergesi. Salt eşcinsellik olsa, 31 çekersin geçer gider. Duygular yaşanmak istiyor, sevişmek istiyor, temas istiyor, ilgi-alaka istiyor, ilgi göstermek istiyor, sevdiği kişiyi özlüyor falan... Heteroseksüeller de mi böyle hissediyor acaba? Eşcinsel aşk çok muhteşem bir şey ya..! Bence heteroseksüel aşk bu kadar gerçekçi değil ki, empati kuramıyor!

Bir arkadaş heteroseksüel evlilik yapacak nişanlı geylerle röportaj yapacakmış da...Ben de dedim ki, "Bu tarz insanlarla röportaj yapmanın bir anlamı yok bence. Bilinçlenmek yerine kamufle olmayı seçiyorlarsa, evlilik yaparak sırtlarında kamburla yaşamaya da razı geliyorlar demektir. Toplum baskısı falan hikaye. Mücadele etmek yerine mok çukuruna düşmeyi tercih ediyorlar. Debelenmeye devam etsinler..." dedim... Türkiye'de eşcinsellerin % 99'u böyle zaten. Yani ikiyüzlüler, yani heteroseksüel yaşamla kamufle oluyorlar bilinçsizliklerinin verdiği korkaklıkla. Korkaklar mı bilinçsiz oluyor, bilinçsizler mi korkak oluyor?!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder